top of page

Çatışmalar Kendisini Nasıl Gösterir: Çatışmanın Türleri



Doğada olup biten pek çok şeyi gözlemleyebiliriz. Örneğin, güneşin batışını izleyebiliriz. Güneş batarken, denizde ya da yeryüzünde bıraktığı renklerin yansımalarını tarif edebiliriz. Eğer hava bulutluysa, güneşin batışını tam olarak göremeyebiliriz; ancak bu sefer de bulutların arkasında güneşin kaybolduğunu hissederiz.


Çatışmalar da güneş gibi her zaman kendini net bir şekilde göstermez, ama bir şekilde varlığını hissedebiliriz. Bazen bulutsuz bir gökyüzündeki güneş gibi belirgindir, bazen ise bulutların arasından kendini gösterir ya da tamamen bulutların arkasında kalır. Ama mutlaka oradadır.


İşte bu yazıda, var olan çatışmaların kendini nasıl gösterdiğini, başka bir ifadeyle çatışma türlerini ve bu türleri ayırt edebilmek için neleri gözlemlememiz gerektiğini anlatmaya çalışacağız.


 

Çatışma Kapıyı Çalmadan

İlişkilerde çatışmaların yaşanması kaçınılmaz bir gerçektir. Her ilişki türü ve bu ilişkinin dinamiği, çatışmaların gelişim sürecini farklı şekillerde etkileyebilir. Ancak şunu unutmamak gerekir ki, her çatışma hemen kapıyı çalmayabilir. Bir süre ortaya çıkmadan, gözden uzak, gizli bir şekilde varlığını sürdürebilir. Biz bu tür çatışmalara genellikle "örtük çatışma" deriz. Örtük çatışmaları, buz dağının görünmeyen kısmına benzetmek mümkündür. Örtük çatışmalar suyun altında kalan buz parçası gibi gizlenmiştir.  


Peki, sessizce kapıya kadar gelen bu çatışma hiç mi kendini göstermez? Örtük olduğu -suyun altında olduğu - için görmek zor olabilir, ancak bu, tamamen fark edilemez olduğu anlamına gelmez. Açıkça ifade edilmese de örtük çatışmalar farklı yollarla kendini belli eder. Taraflar arasında çıkan (ya da bazen bir tarafın ortaya çıkardığı)  sessiz sinyaller vardır. Bu sinyalleri fark etmek ve bunlara dikkat etmek önemlidir.


Peki nedir bu sessiz sinyaller:

  • İletişimde kopuklukların başlaması: Taraflar arasında daha önceki ilişkinin niteliğinde düşme, daha derin olan ilişkinin yüzeysel hale gelmesi

  • Pasif agresif davranışlar: Kişilerin doğrudan ifade etmedikleri duygularını dolaylı yoldan sergilemeleri. (Örneğin, geciken yanıtlar, alaycı yorumlar gibi…)

  • Gerginlik ya da sessizlik: Ortamda belirgin bir gerginlik hissediliyor ya da normalde daha hareketli olan bir ortamda sessizlik hâkimse, bu, gizli bir çatışmanın varlığını gösterebilir.

  • Çekingenlik veya kaçınma: Bir kişinin diğerinden kaçınması, onunla etkileşime girmekten ya da tartışmalı konulardan uzak durması.


Sessiz sinyalleri görmezden gelmek, çatışmanın daha da derinleşmesine ve nihayetinde daha büyük sorunlara yol açmasına neden olabilir. Onları fark etmek ve tanımlamak ise, çatışmayı “açık” hale getirmektir. Artık çatışmanın yüzeye çıkmasını beklemek yerine harekete geçmek gerekir. İşte bu noktada, taraflar arasında açık ve yapıcı bir iletişim kurmak büyük önem taşır. Doğru müdahale ile çatışmanın büyümesi engellenebilir ve ilişkiler yeniden güçlendirilebilir.


 

Çatışma Kapıyı Çaldığında 

Bazen çatışmalar görünürdür ancak yüzeyseldir ve genellikle köklü bir temele dayanmaz. Bu sefer suyun altında görünmeyen bir şey yoktur. Sadece buzdağının suyun üstüne çıkmış kısmını mevcuttur. Çatışmanın yüzeyde kalmasının nedeni genellikle basit ve geçici anlaşmazlıklardır. Mesela, bir toplantıda gelişen anlık ve küçük bir anlaşmazlık ya da farklı kişisel tercihler üzerinden ortaya çıkan yine anlık anlaşmazlıklar genelde yüzeysel çatışmalara örnek olabilir. Genelde yüzeysel çatışmaların göstergeleri şunlardır:

  • Farklı İfade Biçimleri: Taraflar, aynı hedeflere sahip olabilirler ancak kendilerini ifade ederken farklı üslup kullanabilirler. Örneğin, bir proje hakkında ortak bir hedefe sahip olan ekip üyeleri, bu hedefi farklı şekillerde ifade edebilir ve bu da anlaşmazlık yaratabilir.

  • İletişimdeki Gürültüler: İletişim sürecinde meydana gelen gürültüler, mesajların yanlış anlaşılmasına veya eksik algılanmasına neden olabilir. Bu, yüzeysel çatışmalara yol açabilir çünkü taraflar arasındaki iletişimdeki bozulmalar, çatışmanın yüzeyde kalmasına neden olabilir.

  • Veri Odaklı Geçici Sorunlar: Çatışma, belirli bir veri veya bilgiye dayanıyorsa ve bu veriyle ilgili geçici bir sorun varsa, bu genellikle yüzeysel bir çatışma olarak kabul edilebilir.


Bu göstergeler,  çatışmanın kökeninde yatan temel sorunlardan ziyade daha geçici ve genelde iletişimle ilgili sorunlar olduğunu gösterir. Bu tür çatışmalar, genellikle etkili iletişim ve hızlı çözüm yöntemleri ile çözülebilir.


 

Kapı Açık: Çatışma İçeriye Girerken

Açık çatışmalar, genellikle müzakereye uygun çatışmalardır. Bunun nedeni, çatışmanın görünür ve belirgin olmasıdır. Bu da müzakereler yoluyla çözüm arayışını mümkün kılar. Bu nedenledir ki, müzakere süreçlerinde, taraflar arasında var olan olası örtük çatışmalar açık hale getirilir (bkz. yukarıda açıklanan sessiz sinyaller) Açık çatışmalar, taraflar arasındaki anlaşmazlıkların açıkça ifade edilmesi ve/veya eyleme dökülmesi anlamına gelir, bu da çözüm sürecini başlatmak için bir fırsat yaratır. Açık çatışmalar ise kendisini şu şekillerde yansıtabilir:


  • Açık Tartışmalar ve Anlaşmazlıklar: Taraflar arasındaki anlaşmazlıklar ve görüş ayrılıkları doğrudan ifade edilir. Buna toplantılarda yapılan tartışmalar, fikir ayrılıkları veya çekişmeler buna örnek gösterilebilir.

  • Direkt İletişim: Taraflar, anlaşmazlıkları doğrudan konuşur ve çözüme yönelik açık iletişim kurar. Bu iletişim bazen sert olabilir ve açıkça ifade edilen duygular içerebilir.

  • Somut Eylemler: Çatışmanın belirgin hale gelmesiyle birlikte, taraflar belirli eylemler gerçekleştirebilir.

Açık çatışmaların çözümünde, etkili bir iletişim ve problem çözme yaklaşımı, çatışmanın olumlu bir şekilde giderilmesine yardımcı olabilir.


Genel olarak şunu söyleyebiliriz ki çatışmaların kendini nasıl gösterdiği ya da nasıl gizlediğini bilmek, çözüm için hangi adımların atılması gerektiğini anlamamız açısından önemlidir. Bu yazıda genel hatlarıyla çatışma türlerinin kendilerini gösterme biçimlerine örnekler vererek açıklamaya çalıştık. Ancak çatışmanın hangi şekle büründüğünü ve hangi sinyallerle kendini belli ettiğini anlamak için çok iyi bir gözlemci olmak önemli olabilir. Mesela, olası bir güç dengesizliği ortamında tüm bu sessiz sinyalleri anlamak daha da zorlaşabilmektedir. Bir başka açıdan, bir yüzeysel çatışma zamanında ele alınmazsa, derinleşip örtük bir çatışmaya zemin hazırlayabilir. Çatışmaların tüm bu türlerini anlamak, olası müdahale adımlarını ve zamanlamasını belirlerken işimizi kolaylaştıracaktır. 


 

Gönderimizi okuduğunuz için teşekkür ederiz! Conflictus olarak, geri bildirimlerinizi ve görüşlerinizi merakla bekliyoruz.


Tunç Karaçay

Conflictus Uyuşmazlık Çözümü Eğitim ve Danışmanlık

🔗 Çalışmalarımız hakkında daha fazla bilgi edinin: https://www.conflictus.co

📢 Bizi takip edin: Twitter, LinkedIn, Instagram

📧 Bize ulaşın: info@conflictus.co


 

Folger, J. P., Poole, M. S., & Stutman, R. K. (2013). Working Through Conflict: Strategies for Relationships, Groups, and Organizations (7th ed.). Boston: Pearson.

Pondy, L. R. (1967). "Organizational Conflict: Concepts and Models." Administrative Science Quarterly, 12(2), 296-320.


3 görüntüleme0 yorum

Comments


bottom of page